top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Antigone'nin sloganlara ihtiyacı yok, çizgileri var

Yazarın fotoğrafı: Nilay KayaNilay Kaya

“Evrensel hikayeleri toplumsal cinsiyet meselesiyle sınırlandıran yaklaşımlar, klasiklere indirgemeci bir bakış atmış oluyor, metinlerin evrensel ve zaman aşırı açılımlarına ket vuruyor.” Nilay Kaya bu hafta ölümsüz Antigone ve onun tartışmalı modern yorumları üzerine yazdı.



Antik Yunan'ın Olimpos Dağı'nda tanrılar ikamet ediyor olabilir ama bir de oraya yaraşan tragedya yazarları var. Aiskhülos ve Euripides'le birlikte kutsal bir üçlü oluşturan Sophokles'in Thebai Oyunları (Kral Oidipus, Antigone, Oidipus Kolonos'ta) ölümsüz tragedyalardandır. Bu yazının konusu, Sırtlan Kitap'tan çıkan Olivia Vieweg imzalı çizgi roman Antigone. Öncelikle Sophokles'in mitlerden devraldığı hikâyeyi hatırlayalım:

Baş karakter Antigone, Polyneikes ve Eteokles'in kız kardeşidir. Babaları Kral Oidipus'un ölümünden sonra, iki erkek kardeş Thebai'nin yönetimini paylaşmaya ve sırayla hüküm sürmeye karar verir. Ancak bu uzun sürmez ve Eteokles iktidarı bırakmayı reddedince, kardeşi Polyneikes bir isyan başlatır. Bu isyan, her iki kardeşin de ölümüyle sonuçlanır. Ardından amcaları Kreon, Thebai kralı olur ve Polyneikes'i bir hain ilan ederek gömülmesini yasaklar. Antigone, ölü kardeşinin şehir dışında vahşi hayvanlara yem olacağı düşüncesine şiddetle karşı çıkar ve ipleri kendi eline alır. Kızkardeşi Ismene'nin onu bu fikirden caydırmaya çalışmasına rağmen yasayı çiğneme pahasına Polyneikes'i kendi başına gömer, Kral Kreon'la karşı karşıya gelir. Sonu kaya mahzenleri ve diri diri gömülmeye varan bir ölüm cezası olacaktır. Antigone'nin gösterdiği bu direniş, Kreon'un oğlu olan nişanlısı Haimon gibi kendisiyle birlikte başkalarının da trajik sonlarına neden olur. 

Sırtlan Kitap, Antigone'yi 2023 yılında Tekinsiz Kitaplar Serisi'nin ikinci kitabı olarak yayımladı. İlk kitap, Edgar Allan Poe'nin hikâyesi Berenice'in çizgi uyarlamasıydı. Seri şimdilik iki kitapla sınırlı kaldı. Yaratıcıları Isabel Kreitz ve Sarah Khan olan serinin orijinali, Alman yayınevi Carlsen Verlag tarafından 2018-2021 yılları arasında dokuz kitap olarak yayımlandı. Hans Christian Andersen, Mary Shelley, Theodor Fontane, Elfriede Jelinek gibi yazarların klasikleşmiş eserlerinin uyarlamaları yapıldı. Kuşkusuz bu tür uyarlamalar, edebiyatın görsel bir forma dönüşmesini sağlıyor, yepyeni bir sanatı doğuruyor, hem form hem içerik anlamında orijinal metni zenginleştiriyor. Yeni nesillere klasik eserleri tanıtmanın etkili bir yolu olduklarını da söyleyebiliriz.

Alman çizer ve yazar Olivia Vieweg, karanlık temalara oldukça aşina bir isim. İlk çizgi romanı Endzeit, 2011 yılında Weimar'daki Bauhaus Üniversitesi'nde mezuniyet çalışmasının sonucu olarak ortaya çıkmıştı. Post apokaliptik bir zamanda iki genç kadın kahraman Vivi ve Eva, Weimar ve Jena arasında zombilerle dolu bir yolculuğa çıkıyor, bir yandan da büyümeye çalışıyorlardı. Oldukça beğenilen Endzeit, Vieweg'in tekinsiz ve melankolik hikâyeleri kurgulama ve çizme konusundaki yeteneğini müjdeliyordu. Vieweg, Antigone yorumunda da hem orijinal metnin ruhuna sadık hem de yaratıcı bir iş ortaya koyuyor.


Sessiz imgeyi konuşturan janr: çizgi roman 

Malum, Art Spiegelman ve Marjane Satrapi gibi yazar çizerler çizgi roman türüne yıllardır kendisinden esirgenen itibarı geri kazandırdı. Hatta türe 'nitelikli edebiyat' manası katmak istenircesine literatüre "grafik roman" diye bir tabir çoktan yerleşti. Marjane Satrapi ise kendi eserlerine "grafik roman" denmesini tercih etmiyor, bu tercihi tam da "çizgi roman" türünün hakkını teslim etme isteğine dayanıyor. Çizgi ya da grafik roman teorisini oluşturup geliştirmeye çalışanlara saygı duruşunda bulunup isimlendirme konusunda ayrımlar yapmaya çalışanlara başarılar dileyerek biz de Satrapi'nin yolundan gideceğiz. Sanki Olivia Vieweg de genç bir yazar çizer olarak, bir noktada Satrapi'den feyz almış. Antigone'deki insan çizimleri, Persepolis'in üslubuna benziyor. Basitleştirilmiş, karikatüre yakın çizgileri, sempati ve özdeşimi daha mümkün kılan böylelikle de klasiğin hakkını vererek daha kucaklayıcı ve evrensel olabilen bir özelliğe sahip.

Olivia Vieweg, özellikle renk dramaturjisini büyük bir hünerle kullanıyor. Antigone ve Ismene arasındaki gerilimi ve fikir ayrılıklarını, sıcak ve soğuk renklerin kontrastıyla etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Siyah beyaz bir dünyaya, ufak gibi görünen ama can alıcı bir kırmızıyla nasıl müdahale edildiğine galiba en çok Steven Spielberg'ün Schindler'in Listesi'nden aşinayız. Filmin kırmızı paltolu küçük kızını unutmak mümkün mü? Vieweg de bu minvalden ilerliyor. Tekinsiz Kitaplar serisinin diğer bir tekinsiz kralı olan Edgar Allan Poe'vari kargaları çok etkili bir şekilde görselleştiriyor. Tragedyalarda şiddet eylemi asla sahnede gösterilmez ama karganın Polyneikes'in cesedinin gözünü deşmesi apaçık gösteriliyor. Karganın saçtığı kan damlaları paneller arasındaki boşluklarda ve takip eden panellerde serbestçe akıyor; güçlü bir devamlılık, hareket hissi ve bütünlük sağlıyor. Üstelik siyah beyaz karelerde düzenli olarak gökyüzünde gördüğümüz kıpkırmızı kızgın güneş (kanlı ay olarak da alımlamak münkün), Yunan tragedyalarında kentlere musallat olan belayı, miasma'yı simgeliyor. Thebai'nin üzerinde salınan kızgın güneş ya da kanlı ayın sağladığı dehşet ve felaket efekti, kargaların saçtığı kan damlalarıyla harmanlanıyor.

Ölüm bahsinin olduğu her siyah beyaz kareye kırmızı damlıyor. Ya da kanunlara bilerek karşı geldiğini Kreon'a cesaretle söyleyen Antigone panelinde kızgın güneş veya kanlı ay yine kırmızı rengiyle gökyüzünde arzı endam ediyor. Antigone, Kreon'un temsil ettiği yeni polis düzeninde aslında kitonik tanrıların, kadim, yeraltının karanlık derinliklerinde yerleşik eski tanrıların, ona göre dünyanın gerçek sahiplerinin kanunlarını benimsiyor. Devlet erkini, insanın koyduğu yeni nomos'u yani yasaları reddederek tanrıların yasalarına karşı koyulamayacağını haykırırken etik ve siyasi bir kavgaya tutuşuyor. Yüzeysel sözlerden çok, eylemlerin ve dürüstlüğün önemine inanıyor ve kendi ahlaki değerlerine sadık kalıyor. Ama bu direnişin beraberinde dökeceği kanı temsil edercesine bahsi geçen panellerde hep siyah beyaza atılmış kırmızı renkler var. Bu müdahale estetiği öne çıkarırken, metnin temaları olan ölüm, savaş, cesaret, mücadele, eski tanrılar eski yasalar gibi problemleri sembolik olarak da karşılayan etkileyici bir hamle oluyor.

Birkaç panelde ardışık bir şekilde, korodan bilge bir ses şunları söylüyor: "Kötülük her yerde vardır... / ama hiçbir şey insandan daha kötü değildir. / Avlar kuşları hayvanları, tuzlu denizlerin balıklarını insan. / Kurnazca bir beceriyle katleder bütün vahşi hayvanları. / Kendi başına şehirler kurmayı, fırtınalardan kaçmayı öğrenen insan... / Beceremedi yalnızca ölümden kaçmayı." (24-27) Nitekim, kıpkırmızı kan damlaları ilerleyen panellerde sadece Antigone'nin etrafına saçılmıyor, Kreon'un da üstüne ve çevresine yayılıyor. Yanı sıra, kargaların taşıdığı ceset parçaları, çizgi romana özgü yazılı ses efektleriyle taşınırken hayli ürkütücü bir etki bırakıyor. Vieweg'in çizimleri, karakterlerin duygusal durumlarını ve hikâyenin atmosferini başarıyla yansıtıyor. Özellikle zemin detayları ve hareket hissi, hikâyenin trajik tonunu güçlendiriyor. Romanın bu tür görsel özellikleri, hikâyenin duygusal yoğunluğunu artırırken, hem klasik edebiyatın derinliğini koruyor hem de çizgi romanın görsel gücünü ön plana çıkarıyor.

Vieweg'in metne getirdiği yorum, Sophokles'ten sonra da defalarca yeniden yazılan hikâyenin bir kısmına, sadece Antigone'nin direnişi kısmına odaklanıyor, oyunun tamamını kapsamıyor. Vieweg, Antigone'nin kendini asarak intihar ettiği orijinal trajik sonu da değiştiriyor. Antigone'nin paratekstinde, yani ana metni çevreleyen, yayıncı ve editörlerin eklediği metin kısımlarında içeriğin sunumuna dair bir sorun olduğunu belirtmek gerekiyor. Zira paratekst dediğimiz bu ek metinler, okuyucuyu metni yorumlama açısından ciddi şekilde yönlendirebiliyorlar. Edebiyat kuramcısı Gérard Genette, parateksti okuyucu nezdinde tüm okumayı kontrol altına alan basılı kenar metinler olarak tanımlıyordu. Carlsen Yayınevi, Der Spiegel yazarı Annette Bruhns'un Antigone üzerine yaptığı değerlendirmeleri kitabın tanıtım ve sunum malzemesi olarak kullanmış, Sırtlan Kitap da bu parateksti olduğu gibi aktarmış. Bu sunum, Antigone karakteri için "anti-prenses, anti-pamuk prenses, anti-uyuyan güzel, günümüzün #metoo savaşçısı" gibi sığ ve bayatlamış tabirleri içeriyor. Antigone'nin sivil direnişi adalet, ahlak ve bireysel özgürlük gibi bileşenleriyle günümüzde de geçerliliğini koruyan bir tema. Hikâyede bir kadın yüzünden gururuna leke sürmek istemediğini dillendiren Kreon'un ve birbirlerinin öteki yüzü olan iki kızkardeşin varlığı, bugüne kadar yapılan uyarlamalarda doğal olarak feminist eleştirinin vurgu için seçtiği elverişli bir malzeme oldu. Ama tabiri caizse "gençleri çekeceğiz" diye hikâyeyi toplumsal cinsiyet meselesiyle sınırlandıran bu yaklaşım, klasiklere indirgemeci bir bakış atmış oluyor, metinlerin evrensel ve zaman aşırı açılımlarına ket vuruyor. Daha da önemlisi, bir sanat formu olarak çizgi romanın hakkını teslim etmeyi hepten ihmal ediyor. Eleştirmenlerin ve editoryal eklerin çizgi romanı bizatihi sanat yapan görsel temsil özelliklerine odaklanmaması, çizgi romanın sanatsal değerinin gözardı edilmesinden başka bir şey değil; üstelik Olivia Vieweg gibi başarılı yazar çizerler edebiyatın evrensel ve zamanaşırı genişlikteki temalarını görsel bir şölene dönüştürüp gerek yazıyı gerek resmi birer sanat formu olarak onurlandırırken.

Comments


bottom of page