top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
Yazarın fotoğrafıLitera

“Polisiyenin mutlaka kasvetli ve karanlık bir havası olması gerekmiyor diyerek eğlenceli bir macera yaratmayı seçtim”

Burcu Bilgin, kara mizah ile polisiyeyi harmanlayarak klasik polisiyenin dışına çıktığı son romanı Beni Kim Öldürdü özelindeki sorularımızı yanıtladı.



Kafası karışık bir başkomiser, gizemli bir şekilde öldürülen genç bir kadın, kaos içinde yaşayan apartman sakinleri, birbirine geçmiş insan ilişkileri, içine girdikçe daha da büyüyen bir karmaşa. 


Burcu B. Bilgin’in kaleme aldığı Beni Kim Öldürdü, kara mizah ile polisiyeyi harmanlayarak klasik polisiyenin dışına çıkıyor ve okura eğlenceli bir macera sunuyor. Yazarın 2020 tarihli Alo Anne Benim Ben’in ardından okurla buluşturduğu kitap, Karakarga Yayınları’ndan çıktı.


İlk kitaptaki karakterlerin bir kısmının da yer aldığı Beni Kim Öldürdü, birinci romanı okuyanlara tanıdık yüzler sunarken, yeni tanıştığı okura da yeni ve alışılmadık bir maceranın kapılarını açıyor.


-Beni Kim Öldürdü’nün serüveni nasıl başladı?

Uzun yıllar kültür-sanat ve sinema alanları ağırlıklı olmak üzere gazetecilik yaptım. Muhabirliğe yirmi yaşında başlayıp erken sayılabilecek bir dönemde de veda ettim. Sıonrasında kendimi o dönemde yapamadığım, içimde kalan şeylere yönlendirdim. Bunlardan biri de gazetecilik dışında farklı mecralarda yazmaktı. 

Beni Kim Öldürdü’nün yolculuğu aslında tam olarak bundan on bir yıl önce başladı. İlkin roman projesi değildi, senaryo olarak kaleme almıştım. O sıralarda bir yapım şirketiyle beraber filmini yapmak istedik ama gerçekleştiremedik. Sonra araya ilk kitabım Alo Anne Benim Ben girdi. Bu romanımdan üç yıl kadar sonra yeniden Benim Kim Öldürdü üzerine çalışmaya başladım. İlk romandaki sevilen bazı karakterleri de işin içine katarak, polisiye ile kara mizahın buluştuğu yeni bir macera yarattım.


-İlk kitap da polisiye miydi yoksa bu türde ilk defa mı yazıyorsunuz?

Hayır, pek de öyle sayılmazdı. Aslında orada da bir kayıp vakası ve çevresinde şekillenen olaylar işleniyordu. Yine bu kitabın baş karakteri Başkomiser Engin Kozak iş başındaydı ve olayı çözmeye uğraşıyordu. Ancak salt bir polisiyeydi diyemeyiz. Daha çok kara mizah türünde sayılabilir. Bu defa yine kara mizah yine var ama başından sonuna kadar bir polisiye okuyoruz.


-Beni Kim Öldürdü bize ne anlatıyor?

Kitap, şimdiye kadar okurun da çok beğendiğini söylediği bir girişle başlıyor ve kendimizi enteresan bir cinayet vakasının içinde buluyor. Bir yandan vakanın çözümüne gidilirken, diğer taraftan da Başkomiser Engin Kozak’ın yaşadığı Huzur Apartmanı’ndaki eğlenceli karmaşaya tanıklık ediyoruz. 


Engin, çok şenlikli, yaşam tarzları ve dünya görüşleri birbirine zıt, ancak bir araya geldiklerinde de “karmaşanın uyumu” diyebileceğimiz şekilde birliktelik oluşturan komşularıyla beraber Huzur Apartmanı’nda yaşıyor. İlk macerada çözdüğü vakaya ev sahipliği yapan bu tuhaf apartmana yeni taşınan Engin’in gelişiyle birlikte apartman iyice şenleniyor. Emekli bir albay, bir trans birey, yöneticiden yaka silken garip apartman görevlisi, gece gündüz birbirine giren enteresan bir çift, kitabı diziye çekilen bir yazar ve kedi meraklısı, dini bütün dayısı bu ilginç apartmanın sakinlerinden sadece birkaçı. 

Hikâye ilerledikçe işi karıştıranların sayısı giderek artıyor. Başkomiser Engin’in işgüzar yardımcısı, kurbanın yaşadığı apartmanın vakayı çözmeye hevesli apartman görevlisi, emekliliğine birkaç ay kaldığı için bu çetrefilli cinayeti çözmekten kaçınan emniyet amiri ve işin içine karışan “derin” birilerine rağmen bulmacanın parçaları yavaş yavaş yerine oturuyor. Sonunda da enteresan bir finale ulaşıyoruz. 


-Bu geniş evreni özellikle mi yarattınız?

Öykü akarken sadece polisiye bir vakayı çözmekle yetinmeyip aynı zamanda yan hikâyeler yaratmak istedim. Başta Başkomiser Engin Kozak olmak üzere birçok kahramanın hayatına dair ayrıntılara tanıklık ediyoruz. Huzur Apartmanı’nda yaşananlarla öyküye mizah katılıyor. Aynı zamanda karakterlerin geçmiş yaşamlarındaki gizemlerin çözümlerine ulaşıyor, bu çok katmanlı karakterleri de tanıma fırsatını buluyoruz.


Diğer taraftan da sadece olay yeri, karakol, olay yeri gibi dar alanlara sıkışmayıp Huzur Apartmanı’ndan trans barlara, metruk evlerden esrarengiz teknelere kadar farklı mekanlardan oluşan geniş bir sahamız var. Amacım okuru uzun ve farklı yolculuklara çıkarmak.


-Katilini arayan bir ölüden söz ettiniz. Kitabın içinde korku, gerilim veya fantastik öğeler de var mı?

Evet, kitapta gerçekten de katilini arayan bir kurban var. Ancak bu öyle korku, gerilim havasında ilerlemiyor. Elbette fantastik denilebilir, bu türü sevenler de ilgiyle okuyor. Söylediğim gibi amacım eğlendirerek sonuca ulaşmak. 


-Kitabınız Eylül 2024 sonlarında çıktı. Okurdan şimdiye kadar ne gibi tepkiler aldı?

İlk kitabımı okuyanlar çoğunlukla kitabın devamını beklediklerini söylemişlerdi. Bu defa türümü genişleterek polisiyeye yöneldim ve ilk kitaptaki karakterlerin bir kısmını da katarak birinci kitabımın okurlarının isteğini bir bakıma yerine getirmiş oldum.


Bunun yanı sıra, farklı yaş gruplarından yeni okuyucularım oldu. Kitap uygulamalarından, sosyal medyadan sürekli sevindiren yorumlar alıyorum. Hatta kitabın isminden hareketle esprilere de konu oluyor. Kitabı hem severek okumaları hem de böyle içselleştirerek yorumlar yapmaları beni çok mutlu ediyor. 


Diğer taraftan, edebiyat sitelerinde Beni Kim Öldürdü ile ilgili detaylı ve nitelikli incelemeler paylaşıldı. Kitabım Ankara, İstanbul ve İzmir kitap fuarlarında da büyük ilgi gördü. Bütün bunlar doğru bir yolda ilerlediğimi düşündürüyor.


-Yeni bir kitap projeniz var mı?

Şimdilik taslak olarak üzerinde çalıştığım yeni bir projem var. Henüz tam anlamıyla şekillenmedi ama yine Başkomiser Engin Kozak’ın içinde olacağı yeni bir vaka olacak. Huzur Apartmanı’nı ve bu kitaptaki kimi mekanları da işin içine katmayı düşünüyorum. 

Ancak bu kez çok daha farklı ve yeni bir mekânımız olacak. Olaylar daha çok orada geçecek. Üzerinde çalışmaya başladım. Gazetecilik yıllarındaki deneyimlerimi, yaşadığım ilginç, farklı ve eğlenceli olayları da kitaba katmayı planlıyorum. Ancak hikâye ilerledikçe her şey mutlaka değişiyor, başka şeylere evriliyor. Yazma serüveni ilerledikçe göreceğiz.

Comments


bottom of page