Zamanın kaotik çeyrekleri: Edebiyat ve sinemada kaos teorisi
- Gönül Malat
- 3 gün önce
- 5 dakikada okunur
Gönül Malat, Gediz Akdeniz'in Edebiyat ve Sinemada Kaos, Karmaşıklık ve Zuhur adlı kitabı odağında yazdı: "Gediz Akdeniz, kitabında, kaos bağlamında sinema ve edebiyat eserlerinin incelemesini örnekleriyle metnine almıştır."

“Ay inceldi ve orman
bir tortu gibi çöktü dibe
büsbütün balçıktı yeryüzü
Öfkemizden şimşeği yarattık
İnsanı yarattık (hayır, balçıktan değil)
O gün bugün arayıp dururuz onu
hangi cehenneme gitti, bilmeyiz*
Sevgili okur, kaleme aldığım bu yazı bir inceleme yazısı değil de bir kitap tanıtımı niteliğindedir. Çünkü Edebiyat ve Sinemada Kaos, Karmaşıklık ve Zuhur adlı kitabında yazar Gediz Akdeniz, zaten kaos bağlamında sinema ve edebiyat eserlerinin incelemesini örnekleriyle metnine almıştır. İncelediği örneklerin kaos ardından beliren zuhuru da çok güzel betimlemiştir. Serendiplerini açıkça ortaya koymuştur. Bu anlamda okuduğum metin, edebiyat ve sinema için kıymetli bir kaynak niteliğini de taşımaktadır.
Kitapta olduğu gibi yazımda da Kaos Teorisi’nden biraz bahsetmem gerek. H. Poincare “Kaosun babası” olarak anılır.
“Fiziksel gerçeklikte, bir etkiyi yalnız bir sebep doğurmaz; birbirinden farklı birçok sebep onun doğuşuna katkıda bulunur ve içlerinden her birinin payını ayırt etmek için elimizde hiçbir vasıta yoktur,” der.
Rus matematikçi A. Lyapunov, Poincare’yi anlamanın ötesine geçip düzensiz matematik denklemlerde düzeni düzensizlikten ayıracak teoremler yazmaya başlar. 1963 yılında E. Lorenz, atmosferdeki ısı hareketlerini modelleyen denklem sistemi için yaptığı o günlerin ilkel bilgisayarında binde bir ile bile ifade edilemeyecek ısı farkının belli bir süre sonra hava tahmininde büyük farklılıklar yarattığını keşfetti. Öyle ki, başlangıçtaki bu küçük farklılık bir kelebeğin kanat çırpmasında ortaya çıkan ısıya eşitti. Lorenz bu “Kelebek Etkisi’ni” hem tanımladı hem de şöyle betimledi: Amazon ormanlarında bir kelebeğin kanat çırpması, Kaliforniya’da fırtına kopmasına neden olabilir. Bu tanımdan sonra kaos kuramı -2K- bilim dünyasına girmiş oldu. 2K sadece mekanikçi düzenli planlı bilinen sonuçları olan aklı kritik etmiyor, bu sistemlerde -kaotik- öngörülme sınırları hakkında da bilgi veriyordu. Daha önce bizleri uyutan -demek istiyorum- determinist nedenselliğin aksine, bize buzullardaki çok küçük bir ısınmanın dünyamızda öngörülmeyen iklim değişikliğine neden olacağını söylüyordu. Karmaşıklık Bilimi denilen fizikten bağımsız yeni bir bilim alanı oluşuyordu. Simülasyon tekniklerinde gerçeklik ilkeleri üzerine yeni yollar ve tartışmalar açıyordu. Ayrıca 2K felsefede yapıbozum, yapısöküm teorilerine ışık tutuyordu. Böylece sinema ve edebiyat dünyasında yeni kritik teorilerin oluşmasında, kendine özgü yer edinmeye başladı. Özellikle doğrusal algılamaya zorlandığımız “Zaman” olgusunda okuyucunun ve izleyicinin zamansızlık, zaman ya da çağ bozumu-anakronizm- ve mobius eğrisi şeklinde anlatılan zamanı edebiyat ve sinemada daha da belirgin şekilde öne çıkardı. Zamansız ve çağ bozumlu anlatılar hep vardı fakat 2K ile gerçeklik bağlamında daha derin ve daha felsefik irdelenmesi sağlanmış oldu zamanın.
Zygmunt Bauman, Modernlik ve Müphemlik adlı kitabında, düzen ve kaos kavramlarını ikili karşıtlık içinde ele alarak onlar için “modern ikizler” yakıştırmasında bulunur. Bauman’ın kuramsal çerçevesi, dil ve edebiyat çalışmaları için büyük bir imkâna dönüşmüştü artık. 1980 ve özellikle 1990’lı yıllarda dil ve edebiyat çalışmalarında kaos teorisinin kavramsal çerçevesinin yol göstericiliği iyice gün yüzüne çıktı.
Ilya Prigogine, Kesinliklerin Sonu: Zaman, Kaos ve Doğa Yasaları adlı kitabında
“Kararlı ve kararsız devinimler arasında bir ayrıma giderek kararlı dinamik sistemlerin başlangıç koşullarındaki küçük değişikler, küçük etkiler bırakır; buna karşılık özellikle kararsız sistemin uç örneği olan dağınık sistemlerde başlangıç koşullarına uygun olarak farklılık gittikçe büyür,” der.
Ancak kaos teorisinin öngörülemezlik düşüncesine karşılık determinizmi reddetmediği de vurgulanmalıdır sıklıkla. Hâl böyleyken yaşadığı tarihsel ortam ve toplumdan etkilenen ve onu etkileyen şair veya yazarın, kaotik evreni ve kaotik bilinci eserlerinde yansıtmaması beklenemez. Böylelikle kaotik evren ve kaotik bilinç, hem içerik hem de biçim olarak eserlerde izdüşümsel yankısını bulur. Daha önce de bahsedildiği gibi kaos teorisi ortaya çıktığı andan itibaren hızla disiplinlerarası bir yapıya dönüşür. Adeta Homo Faber’lere yeni bir bakış açısı vermeye çalışır. Sanatta bazen de karmaşadan beklenmedik, şaşırtıcı ve güzel sonuçlar -serendipler– doğar demek hiç yanlış olmaz.
Tanıtımını yaptığım kitabın yazılma nedenini arka kapak notlarından şöylece aktarabiliriz: Kaos Kuramı, bilgilenmeyi kendi iktidarına göre programlayan mekanikçi aklın hegemonyasına karşı bilim dünyasında simülasyon kuramları, karmaşıklık bilimi ve kendiliğinden örgütlenme alanlarını ortaya çıkardı. Bazılarının postmodernizm veya yapısöküm olarak tanımladığı bazılarının Üçüncü Kültür dediği bilimdeki bu değişimin metaforları edebiyat ve sinema dünyasını da etkiledi. Böylece ortaya çıkan paradigmaların temelleri üzerinde kısa bilgiler veren kitap, Gediz Akdeniz’in önerdiği Kaotik Farkındalık Simülasyon Kuramı ile bu gelişmelerden esinlenen yazarların ve sinemacıların nasıl yeni bir dil arayışı içirişinde olduklarını göstererek yeni ufuklar açıyor.
Tabii mitolojideki yerinden bahsetmeden edebiyat ve sinemada kullanılan 2K yı anlamlandırmamız hayli zor olur. Kaos, ilk bilinmezlerin uçurumların kargaşa ve boşluğun tanrısı olarak üç tanrı üretir: Erebos-karanlığın temsilcisi-, Nyks- gecenin temsilcisi ve Gaia-ataana veya toprakana-. Mezopotamya ‘dan yola çıkarsak şayet Kaos un eşiti bu topraklarda Tiamat’tır. Dolayısıyla bizlerin yani okuyucu ve izleyici ile yazar ve senaristlerin kollektif bilinçdışını etkileyen, edebiyatımıza ve sinemamıza yön veren bir Tiamat zihnimizin derinliklerinde bir yerlerde durup durmaktadır. Kaos’un ya da karmaşanın diyelim, düzensizliğinin içinde de kendini sonsuz şekilde tekrar eden fraktalleri yani düzeni vardır. Yazar Gediz Akdeniz, bu fraktalleri kitabında bizlere önerdiği Kaotik Farkındalık Simülasyon Kuramı ile zuhur olarak nefis bir şekilde yorumlamıştır.
Yazarın Kaos bağlamında irdelemesini yaptığı kitapların ve filmlerin sadece isimlerini sizlerle paylaşacağım. Şayet böyle yapmazsam çokça spoiler vermiş olacağım. Bu güzel incelemeleri ve zuhura bağlamını mutlaka okumanızı salık vereceğim ayrıca:
Umberto Eco’nun Baudolino romanı. Orhan Pamuk’un Kara Kitap ve Benim Adım Kırmızı romanları. Edip Cansever’in o vurgunu olduğum Masa da Masaymış Ha şiiri. Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı. Kelebek Etkisi’nin hayli güzel irdelendiği okuduğumda içine Sisifos gizlenmiş diye düşündüğüm Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanı. Yaşar Kemal’in Deniz Küstü romanı. Ernest Hemingway’in İhtiyar Balıkçı romanı. Herman Melville’in Moby Dick romanı. Pierre Loti’nin vurgunu olduğum İzlanda Balıkçısı romanı. Sevgili Latife Tekin’in aşığı olduğum iki romanı Sevgili Arsız Ölüm ve Zamansız’ı. Samed Behrengi, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Lean Baudrillard ile ilerler satırlarında. Edebiyat bölümü yazarın kendi romanı Kara Kefali irdelemesi ile son bulur. Bu bölümün en önemli kısmı gerçeklik, simülasyon, hipergerçeklik, göstegeler ve dil ile simülakr kavramlarının derin incelemesiyle biter.
Sinema kısmında bizleri Hamam ile Ferzan Özpetek’e, Mavi Kadife filmiyle David Lynch’e götürür Gediz Akdeniz. Psycho-sapık- ile A. Hitchock’a uğrarız. Yavuz Turgul’un Gönül Yarası’nı ve Lütfü Akad’ın Vesikalı Yârim’i irdeledikten sonra Şarlo’nun Modern Zamanlar filmine ulaştırır okuyucu/izleyiciyi. Christopher Nolan’ın bol ödüllü filmi Oppenheimer filminin kaos ve zuhur bağlamında irdelemesinin ardından Kemal Sunal, Meraklı Köfteci filmine ek olarak Yanıklar ilçesinde “Yanmışların-yakılmışların” anıldığı Emin Alper’in Kurak Günler’inin irdelemesiyle devam eder. Sinemada kaotik kotlamaların, kelebek etkisinin ve yapısökümün irdelendiği bölüm ile kitap sonlanır.
Yukarıda da belirttiğim gibi gerçekten Kaos ya da 2K konusunda sıklıkla başvurulabilecek kaynak bir kitap Edebiyat ve Sinemada Kaos, Karmaşıklık ve Zuhur. Okurken sıklıkla epifaniler yaşadığım bu metin kitap-roman–sinema incelemelerimi yaparken bilimsel ve farklı bir bakış açısı kazandırdı doğrusu.
Kaynaklar:
Gökhan TUNÇ, DergiPark, Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, e-ISSN: 2147-6152, Yıl 10, Sayı 27, Temmuz 2021,Kaos Teorisi ve Behçet Necatigil’in “Karışık Tarife” Adlı Şiiri,
Serkan Demir, DergiPark, SDÜ ART-E, Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi, Aralık’22 Cilt: 15 Sayı: 30, ISSN 1308-26981239, Yaratım Sürecinde İstisnai Çözümler ve Mutlu Kaza
Wikipedia
*Kaos şiiri, Ahmet TELLİ
Comments