top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook

Su damlasından Lacivert Ülke’ye

  • Yazarın fotoğrafı: Litera
    Litera
  • 4 saat önce
  • 2 dakikada okunur

Behice Özden yazdı: "Edisyon Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan Lacivert Ülke’de, geçmişin ölümsüz çığlığını bir su damlasının çağrışımıyla çoğaltıyor Fatih Balkan."



Şişe Işıklı Gemi isimli şiir kitabı ve yine Edisyon Kitap tarafından 2022 yılında yayımlanan Anahtarım Cebimde isimli romanının ardından okurlarıyla yeniden buluşan yazar: Aşk ve yalnızlık, cinayet ve ölümsüzlük, sevgi ve nefret gibi; yeryüzünde olduğu kadar, çağlar öncesinden bugüne, tanrılar katında da karşılığı bulunan duyguları ustaca işliyor ve parçalar halinde bir bütün oluşturuyor Lacivert Ülke’de. Rastlantıların bir kelebeğin kanat çarpmasıyla zorunluluğa dönüştüğü ayrıntılar her geçen sayfada biraz daha belirgin hale gelerek yepyeni bir okuma serüvenine davet ediyor okuru.


Tanrıların öldüğü, geride kalan Dionysos’la Poseidon’un da artık varlığını ve gerekliliğini yitirdiği zamanlardan, belki de Poseidon’un sadece saçının bir teliyle olabildiği kadar günümüze bağlanan, kaybetme, kendini arama, kendini bulma, dayanışma, yok olma, yok edilme üzerine bir roman Lacivert Ülke. Bizleri, yaşadıklarımızla unutmak istediklerimiz arasında, bilinç dışımızın oynadığı, türlü türlü oyunlarla yüzleştiriyor. Fatih Balkan, Poseidon’un tridentini, belki de son kez, tam üç kere yere vuruyor ve çalkalanan denizlerden lacivert renginde bir ülke yaratıyor. Kendi depremlerinin sarsıntısıyla kıyıya vuruyor karakterleri, peşi sıra şehirleri sürükleniyor.  


Sebebi ne olursa olsun, tanrılar varsa eğer, olağan günlük hayatlar da var. Olağanüstülükler olduğu gibi ölümsüzlük ve elbette ölüm de var. Sonsuz aşklar zamana ağarken karşılıksız aşkların acısı ve seyriyle kaçmanın ve öylece durmanın ağırlığı da var Lacivert Ülke sayfalarında.


Kaybedenler ve bulamayanlar, hiç şüphesiz aynı sarmalın içinde başka ayrıntıları deşiyor. Denizin sonsuzluğu bir yanda, çetrefil duygular, dağların ve güllerin sonsuzluğu bir diğer yanda. Tüm bunlar Lacivert Ülke’de iç içe ve karşı karşıya, tek bir zamanın sonsuz döngüsünde. Zaman sonsuz olduğunda ne kadar sıkıcı olabilir bir hayat ve bir ömrü anlamlı kılmanın arayışı ne kadar sürer. Ölüm, ölümsüzlük, aşk, marazi tutku, denizler, balıklar, dağlar, zirveler ve cinayetler… Yok edişler sonra, boşluğu asla dolmayacak kayıplar, atlar, güzellikler ile ah! umutlar… Biraz kara da olsa, karanlıkta, sıkışmışlık içinde umutsuzca yok oluşa giderken duyulan bir ses gibi.


Kentler var romanda, gitmenin ağır adımları ve kalmanın çakılı acısı elbette. Şehirler var, her karakterin kendisine ait ve en az kendisi kadar özgün olan. Bir nebze de olsa acılar azalıyor bu şehirlerde. Poseidon var, Arşipel de Dionysos da. Sakallı var, A var, Deniz de Çınar da Yıldız da. E de var, K, B, H, G de tabii. Tri de var, Ari de Pega da...


Yitik bir acının, tutkulu bir aşkın, öfkeli cinayetlerin haritası saklı Lacivert Ülke’de. Adım adım katederek, katman katman çoğalarak varıyor sona. Çok gerçek her şey ve belki de hepsi bir yalan.


LACİVERT ÜLKE

Fatih Balkan

Edisyon Kitap, 2025

Tür: Roman

296 s.

Commentaires


bottom of page