Ufak Kültür Porsiyonları ve Hazmı Kolay Düşünceler
Deniz Poyraz, Frank Furedi'nin Nereye Gitti Bu Entelektüeller? adlı kitabı üzerine yazdı: "Bilginin, giderek insanî bir entelektüel çabadan çok teknik bir sürecin ürünüymüş gibi görülmesine karşı çıkıyor Furedi."
Deniz Poyraz
Entelektüeller, en yaygın ifadeyle, kendi kültürlerini ve yaşadıkları çağın ruhunu yansıtan kimselerdir. Geleneksel düzene bir saldırı teşkil eden, tehlikeli ve yıkıcı “aktörler” olarak da resmedildikleri oldu sık sık. Sevilsin veya sevilmesin, geçtiğimiz üç yüzyıl boyunca entelektüeller, müthiş bir kültürel otorite kazanmışlar ve her zaman çok ciddiye alınmışlardı. Oysa bugün, kültürel yaşamın tekdüzeliğine dair getirilen en çarpıcı açıklamalardan biri, entelektüelin, son derece önemsiz bir simaya dönüşmüş olması. Bugün artık, “entelektüellerin memleketi” kabul edilen Fransa’da bile kültürel yaşamdan çekildikleri ileri sürülmekte.
Ancak, entelektüellerin toplum içerisindeki konumunun sorgulanması, ilk defa olan bir şey değil. Macar asıllı düşünür ve akademisyen Frank Furedi, Nereye Gitti Bu Entelektüeller? adlı ses getiren çalışmasında, entelektüellerin günümüzdeki konumunu mercek altına alıyor. Furedi, böyle bir yazı kaleme almaktaki motivasyonunu ise The Sunday Times için “Üniversiteler Ne İşe Yarar?” başlığıyla, İngiliz üniversitelerinin gidişatı hakkındaki bazı kaygılarını dile getirdiği bir makale yazmış olmasına bağlıyor. Makalenin odağında, bugünkü üniversite kampüslerinde karşı karşıya bulunduğu bir risk olarak, “entelektüel harekete geçiriciliğin” giderek ortadan kalkması yer alıyor. Furedi’nin bu açık sözlü makalesine gelen tepkiler, onu, meseleyi daha derinden ele almaya itmiş.
Nereye Gitti Bu Entellektüeller?’in temel amaçlarından biri, günümüz kültürel ve entelektüel yaşamını esir alan güçlü konformizm haliyle yüzleşmek. Bu konformizmin en fazla kendini gösterdiği yer ne kadar kötü olursa olsun bugünkü eğitim kurumları ve uygulamalarının toplumun ihtiyaçlarını geçmiştekilere kıyasla çok daha iyi ve duyarlı bir şekilde karşıladığı yolundaki moda görüş. Furedi, bir süreden beri, pek çok kültür kurumuna, üniversitelere ve okullara musallat olmuş gibi gözüken “derin bir entelektüel yönünü kaybetmişlik duygusundan” rahatsız olduğunu açıkça ifade ediyor. Her ne kadar geçmiş entelektüel algılara ve yöntemlere eleştiriler getirse de “geçmişin otoritesi” yerini çok daha kötüsüne, birbirine hiç benzemeyen bir grup profesyonel, madrabaz, ünlü ve kültürel girişimcinin onaydan geçmemiş otoritesine bıraktığını savunuyor.
Geçmişe bakıldığında, gerçek ne olursa olsun, sırf “gerçek” olduğu için değerli görülmüştü. Aristoteles için bilimin amacı gerçeği ulaşmaktı. Hatta “Felsefe, gerçekle meşgul olma bilimi”ydi ona göre. Albert Einstein’a göre, gerçeğin arayışında olma, ona sahip olmaktan bile daha kıymetliydi. “Ne yazık ki,” diyor Furedi,
“çağdaş kültür, gerçeği, entelektüel bir arayıştan çok kurguya değer bir konu olarak görmektedir. Gerçek diye bir şeyin olmadığı sık sık ileri sürülmektedir.”
Bugün sahiden de “gerçek” yerine, insanların pek çok gerçeği yansıtan farklı fikirleri benimsemeleri salık verilmekte. Michel Foucault’nun: “Gerçek anlamda evrensel bir gerçek yoktur” iddiası, akademik çevrelerde yaygın bir etki alanı bulmuş durumda.
O halde Furedi’nin bu kitaptaki amacının, çağdaş eğitimin ve kültür siyasetinin hem anti-demokratik ve hem de baskı altında tutan ayaklarını sorgulamak olduğunu söyleyebiliriz. Bilginin, giderek insanî bir entelektüel çabadan çok teknik bir sürecin ürünüymüş gibi görülmesine karşı çıkıyor Furedi. Sanatta ve bilimde bugün hâlâ sayısız etkileyici eser üretmeye ve hatırı sayılır keşifler yapmaya devam ettiğimiz bir gerçek. Ancak, tıpkı Furedi’nin ifade ettiği gibi, halkın sindirimi kolay bilgi ve kültür porsiyonları ile beslenmesine dayanan baskıcılığa da karşı durmakta yarar var. İyi okumalar.
NEREYE GİTTİ BU ENTELEKTÜELLER?
Frank Furedi
Ketebe, 2023
Çeviri: A. Erkan Koca
208 s.
Comentários