top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
Yazarın fotoğrafıLitera

"Bilinenle bilinmeyen arasındaki kapı ve ben bu kapı olmak istiyorum"

Tuba Ayşe Özgür, bir dönemin belki de en önemli müzik insanlarından biri Jim Morrison üzerine yazdı: "Toplumsal rejimin getirisi korku, Jim Morrison’un yapısında hayallerle çarpışmış başka bir yapıya evrilmiş ama bunun yanında da merak duygusunu tetiklemişti diyebiliriz sanırım. 'Rahimde hepimiz kör mağara balıklarıyız.' 'Bizim için yaşayan ve bizim cezalandırdığımız kahramanlarla dopdolu kafamızın içi.' Jim Morrison"



Korku narsisistik yapının alt metnini oluşturur mu? Bir dönemin belki de en önemli müzik insanlarından biri Jim Morrison’un birçok anlamda korku ve merak duygularının onu esir aldığını söylediği yerlerde narsistik yapısını çıkardığını görmek mümkündür. Hayli iddialı bir açılım ile başladığımı söyleyenler olabilir ama birçok söyleşisinde ve kendini ifade ettiği müziğinde sizlere bu cümlenin çıkışını aktarmaya çalışacağım.


Öncelikle siyasi yapıdan başlamak gerekebilir. “Kapitalizmin vahşi şiddetinden kopuşu göze alabilen yıkıcı bir kültür yaratılmalıydı. Bu akımı duyurmada ise, hayaller ile hislerde hep dönüşümleri hedefleyen rock müziğinden daha uygun ve daha etkili bir başka form düşünülemezdi…” bu satırlar Rock ve Şiddet adlı kitapta yer alıyor. Dönemin içinde yaratılan etki korku üzerine kurulmaktaydı. Sisteme ayak uydurmak ve düzen toplumun iyiliğine bir yapıydı. En azından söylenenler bunu anlatıyordu. Birçok alanda olduğu gibi müzik de bu anlamda büyük bir oluşum ile karşı çıkmanın yolunu buldu. Korku yerine hayaller ve duyguları sundu. Evet birçok beste ve müzik duygulara dayanıyordu ama Rock müzik bunların yanında haykırmayı da vaat etti. 


Morrison’un sözleri, genellikle iç çatışmaları ve insan doğasının karmaşıklıklarını ele alıyordu. Kendi içine düştüğü yapının içinde akıyordu adeta. Dönemin getirisi ile de kendini ifade yolunu açmıştı bir kere dahası durdurulamaz bir yükselişle sonlandı. 


İşte bu aralarda Morrison’un yapısına girmeye başlarsak korkunun ruhundaki etkisinin önemini görmek mümkündür. Sıra dışı ve şiirsel tarzı ile dikkat çeken sözleri dönemin sosyal yapısını da ortaya koyuyordu. “Diyelim ki sadece gerçekliğin sınırlarını deniyorum. Neler olacağını merak ettim. Hepsi bu: Sadece merak.” Jim Morrison 1969


Toplumsal rejimin getirisi korku, Jim Morrison’un yapısında hayallerle çarpışmış başka bir yapıya evrilmiş ama bunun yanında da merak duygusunu tetiklemişti diyebiliriz sanırım. “Rahimde hepimiz kör mağara balıklarıyız.” “Bizim için yaşayan ve bizim cezalandırdığımız kahramanlarla dopdolu kafamızın içi.” Jim Morrison


Şimdi en başta da dediğim yere geliyoruz. Korkunun merak duygusuyla evrildiği yerde narsistik yapının ortaya çıktığını söylemek doğru olmaz mı? Kendi içinde savunma mekanizmalarından yararlandığını ve kendini evirdiğini de söylemek mümkün. İçinde bulunduğu kültürel ve sosyal konulara nasıl değindiğine bu açıdan bakalım. Toplumun çürümüşlüğüne ve tuhaflıklarına eleştirisini yansıtırken narsisistik yapıya bürünmüş olabilir mi sorusu da beraberinde gelecektir. “Çatıları, duvarları yık, bütün odaları aynı anda gör.” Jim Morrison bu cümle de açıkça tek olmanın ve yüksekten bakmanın altını çizmez mi sizce?


Genel yapıya baktığımızda zamansızlığın yansımalarını anlatır her sözünde. Olayların kontrolsüz yaşanımı, başkalarına esir olan zihinler ve meraklı bakışlar vardır hep ifadelerinde. Şaşkın ama yalnız insanlar. İşte tüm bu bakış da bizi korkudan merak duygusuna ve oradan da narsistik yapının sergilenişine götürür. 


Jim Morrison’un “People Are Strange” şarkısına bakacak olursak, insanların tuhaflıkları ve farklılıklarını çok net görebiliriz. Bu alışılmadık davranışların ve toplum içindeki yabancılaşmanın altı çizilirken aynı zamanda bunun doğal oluşum olduğu da anlatılır. Yani tam anlamıyla şunu diyebilir miyiz? İnsanın doğasının bir parçası olan tuhaflıklar herkesin içinde vardır. Bireye yönelik yüceltmeyi yaşattığı duyguda, toplumun farklılıklara verdiği tepkiyi de eleştirir. Bu şarkının sözlerinde derin bir duygusal yolculuğu görmek mümkündür. Tüm bu çıkarımlardan Morrison’un sanatı ve kişiliği, özgünlüğü ve benzersizliğini vurgulayan bir tavır aldığını görebiliriz. Buna narsistik yapı diyebiliriz elbette ama bu yorumlar sübjektif olacaktır. Öyleyse son bir Morrison sözüyle sizleri baş başa bırakmak isterim. Üzerinde düşünmek ve içinize almak için acele etmeden, siz de kalsın. 


“Rüyanın derinliklerinde, uykuyu geçir bedenine bir eldiven gibi tıpkı. Yer ve zamanın dışındasın artık. Özgürsün artık, akıp giden yazın içinde çözülüp dağılmak için.”

Jim Morrison

Comments


bottom of page