Yaşamın içindeki ölüm
Yavuz Arkın, Kim Young-ha'nın hayat ve ölüm olgusu başat olmak üzere, babalık, otorite, hafıza kavramlarını da işleyen romanı, Bir Katilin Güncesi üzerine yazdı. "Karakterin içindeki öldürme arzusu; bir nevi başkasını yok ederken kendini var etme tutkusudur."
Platon Phaidon diyaloğunda; “Aslında, felsefe yapanlar ölümün provasını da en uygun biçimde yapmış olurlar.” diyerek ölüm ve felsefe arasındaki ilişkiyi farklı bir şekilde belirtir. Burada ifade edilen fiziksel bir ölüm değil, zihinsel bir ölümdür.
Kore’deki önemli edebiyat ödüllerinin sahibi Kim Young-ha’nın Bir Katilin Güncesi kitabındaki seri katil Byıonğsu Gim de bir açıdan felsefe yapar ama bu defa sonucundaki ölümler fiziksel olur maalesef. Roman hayat ve ölüm olgusu başat olmak üzere, babalık, otorite, hafıza kavramlarını da işler. Romandaki karakterler bu kavramların hem ortasındadır hem de dışında; bu paradoksu sağlayan ise onun bir Alzheimer hastası olmasıdır.
“Kurbanlarımı her gömüşümde aynı şeyi tekrarlayıp durdum. Bir dahaki sefere daha iyisini yapabilirim!” ifadesi, içindeki öldürme arzusunun; bir nevi başkasını yok edip kendini var etme tutkusu olduğunu anlatır. Gim için “varlık nedir?” sorusu zamanında Heidegger’in de aklına da gelmiştir, hatta onun için bir önceki soru ile “varlığın anlamı nedir?” sorusu özdeştir.
Burada “varlığı anlamak” ile kastedilen varlığın anlamı-öncesi bizim anlayışımızın dışında durduğu, bizim de ona anlama etkinliğimiz ile yönelerek dışından içine nüfuz ettiğimiz bir durum değildir; yani varlık, bizim anlamamıza aşkın dışsal bir şey değildir; ama anlamamızın içindeyken bizi aşan bir boyutu da ortaya çıkar. Kısaca söylemek gerekirse; mutlak bir anlama veya anlamama ya hep ya hiç gibi bir durum, varlığı anlama konusunda söz konusu değildir.
Gim, ne unutmak ister ne de unutulmak; “Günlük yazdım. Hamlelerime soğukkanlı bir eleştiriyle yaklaşmaya, ya da öyle bir şeyler ihtiyacım vardı galiba. Neyi yanlış yaptığımı, bu yüzden ne hissettiğimi yazmalıydım ki içimi parçalayan hataları tekrarlamayayım diye düşündüm.” sözlerinde, aslında günlüğü hafızasının yerine koyar. Yazar bu noktada bir açıdan dilin önemini ortaya koyar; dil hafızadır çünkü ve gücü de oradan gelir.
Yazdıkları yeterli gelmez Gim için, kurduğu cümleler işlediği cinayetler gibi tatmin etmez onu; “Cümle kurmak çok zordu. İyi bir metin yazmak da değildi amaç, sadece günlük tutmaktı ama bunun böylesine zor olması… Hissettiğim zevk ve üzüntüyü tam anlamıyla ifade edememek. Kötü bir histi. Okuduğum romanların neredeyse tamamı okul kitaplarında yer alanlardı. Bunların içinde benim ihtiyacım olan cümleler yoktu. O yüzden şiir okumaya başladım.” Bu cümlelerde Gim’in sesiyle birlikte yazarı da duyarız. Düzgün, kurallı cümleler onu da tatmin etmiyor belli ki, roman yazarak içindeki şairi öldürüyor.
Gim’i yaratan yazar ile arasındaki mücadeleye tanık oluyoruz kitabın ilerleyen bölümlerinde, yeri geliyor Gim yazarı yaratıyor. Aklındakileri değil yazdıklarını okuyoruz, Gim yazara da güvenmiyor, hatta onu aradan çıkarma gayreti de var. Belki bu sayede suçsuz olduğunu kanıtlayıp temize çıkacak; bunları ben yapmadım diyecek. Gim sadece kitapta var olduğu için zihinlerdeki insanları öldürüyor, yaptığı felsefenin bir başlangıcı; yazar olmadan da kendisinin var olacağının bir ispatı gibi duruyor.
Barthes’in Yazarın Ölümü’ndeki “Yazı, bir olgu nesnesi, olmayan amaçlar için anlatıldığı ve gerçeklik üstünde daha fazla doğrudan etki de bulunamaz olduğu bir durumda, başka bir değişle bir boşluğun göründüğü, Simge’nin kendi etkinliğinin beklenen herhangi bir işleminin dışında, sesin kalemin yitirdiği ve yazarın kendi ölümüne girdiği zaman başlar.” ifadesi tam da burası için yazılmış gibidir.
Şiir dersleri almaya başlayan Gim hocasının; “Şair, hünerli bir katil gibi dili ele geçiren ve sonunda onu öldüren varlıktır.” sözü ile işlediği cinayetler arasında bağlantı kurmaya çalışır. Öldürdüğü insanları gömmesi ilk bakışta cinayetleri gizlemesi gibi gözükse de bir yandan bedenleri yok ederek yazarın da ölümüne bir gönderme yapar, çünkü cinayetler onun için bir dildir ve bu şekilde iletişim kurmaya çalışır. O yüzden yaptıklarını bir şiir değil düzyazı formatındadır.
BİR KATİLİN GÜNCESİ
Kim Young-ha
Timaş Yayınları, 2021
Çeviri: Özlem Gökçe, Açelya Yavuz
Comments