top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
Yazarın fotoğrafıLitera

Öfke, Dil, Denizküre

Lucius Annaeus Seneca Öfke Üzerine adlı eserinde "tutkuların en kötüsü" olarak nitelediği öfkenin kaynağını, türlerini ve çarelerini araştırıyor. François Recanati Dil ve (Zihnin) Felsefe'inde dil felsefesi ve zihin felsefesiyle artık ayrışmaz bir bütün oluşturur. Moby Dick Yerküre ve Denizküre Arasında kitabında yazar Mehmet Aydın, Melville’den hareketle edebî tahlillerin bir adım ötesine geçer.

ÖFKE ÜZERİNE

Lucius Annaeus Seneca


Roma’nın belki de en tartışmalı imparatorlarından Nero’nun eğitmenliğini yapmış, Roma’nın o çetin ve katlanılması zor dönemlerinde Stoa felsefesine sığınıp ahlâk üzerine pek çok eser vermiş olan Lucius Annaeus Seneca bu eserinde ‘tutkuların en kötüsü’ olarak nitelediği öfkenin kaynağını, türlerini ve çarelerini araştırıyor. İnsanların kötülüğe olan meylinin ancak mantık yoluyla dizginlenebileceğini savunan Seneca, öfke kontrolünde de mantık yürütme sonucunda ortaya çıkması gereken yüce gönüllülüğü, hoşgörüyü ve telkinleri ön plana çıkarıyor. Romalı bir yazarın tüm insanlığı ilgilendiren bir sorun olan öfke üzerine yazdığı bu eser, evrensel çapta uygulanabilecek pek çok öğüdü de içermektedir:

“Kısa süre sonra şu son nefesimizi vereceğiz. Bu anda, henüz nefes alıp verirken, henüz insanların arasındayken insanlığı onurlandıralım. Kimseye korku salmayalım, kimse için tehlike arz etmeyelim, kayıplarımızı, uğradığımız haksızlıkları, suiistimalleri, sataşmaları hiçe sayalım ve zaten kısa ömürlü olan aksiliklere yüce gönüllülükle katlanalım. Dedikleri gibi, biz hesap kitap yapıp kaygılanmakla meşgul olurken ölüm her an bizi bulabilir.”


Çeviri: A. Doğucan Hanegelioğlu

Tür: Felsefe

138 s.


DİL (VE ZİHNİN) FELSEFESİ

François Recanati


Dil felsefesi ve zihin felsefesi artık ayrışmaz bir bütün oluşturur. Dilsel anlatım “anlam içerir”. Peki, bu ne anlama gelir? François Recanati üç olası yanıtı birbirinden ayırt eder. Birinci yanıta göre anlam içermek, (dilsel bir anlatım için) zihinsel temsillerle ilişkilendirilmektir. İkici yanıta göre anlam içermek, “atıfta bulunmak” ve dünyada bir şeye –dil dışı bir gerçekliğe– gönderme yapmaktır. Üçüncü yanıta göre ise anlam içermek, söz denilen bu toplumsal etkinlikte ayırt edici bir rol oynamaktır.


Birinci yanıt zihinsel temsillere gönderme yapar. Ancak zihinsel temsil için bir içeriğe sahip olmak ne demektir? Asıl soru daha geneldir diye bir düşünceye yöneliriz: Anlam içermek ya da bir içeriğe sahip olmak ne demek? (Dilsel ya da zihinsel) bir temsil nedir? Çağdaş filozoflar, düşüncenin yanısıra dile de uygulanabilecek kadar geniş bir içerik kuramı arayışındadırlar. François Recanati bunların çabalarını bize tanıtıp Wittgenstein’dan ilham alınmış “pragmatik” yaklaşım lehinde bir sonuca ulaşır. Düşünceyi ve dili dünyayı temsil ettiren şey, her şeyden önce düşünce ve dilin dünyada olması, ‘burada’ bir yere sahip olması ve ‘burada’ bir rol oynamasıdır.


Çeviri: Ayşe Meral

Tür: Felsefe

191 s.

MOBY DICK YERKÜRE VE

DENİZKÜRE ARASINDA

Mehmet Aydın


Fantastik serüvenler arasında Melville’in Moby Dick romanı anlatı ve çağrışım zenginlikleri ile okurunu uzun bir yolculuğa davet eder. Görünüşte, Kaptan Ahab, bir kazada kendisini sakatlayan balinanın peşine düşmüş ve engin sularda Moby Dick’i aramaya koyulmuştur. Kaptan er veya geç Moby Dick’i ele geçireceğini düşünür. Okyanusun uçsuz bucaksızlığı onun gözünü korkutmaz, çünkü hiçbir şey intikam arzusundan daha güçlü değildir. Melville insan ve gizem dolu hayvan dünyaları arasında kurduğu onca ilişkide, esasen, “kendi kendini zehirleyen”, “anlam ve yargılama kabiliyetini bütünüyle yozlaştıran” hınç duygusuyla birlikte en kadim duygu ve düşünce haritalarına doğru yol alır.


Yazar Mehmet Aydın, Melville’den hareketle edebî tahlillerin bir adım ötesine geçer. Yerküre ve denizküre arasında birçok efsaneyi süsleyen, kutsal kitapların tasvir ettiği, hayal dünyalarına konu olmuş, felsefenin iz sürdüğü ve modernlerin daima bir anlam arayışında olduğu meseleleri, ikilemleri ve çatışmaları bir roman etrafında çözümler. İnsanlar arasında görünen ve görünmeyen ilişkilere dikkat çeker. Her aşamada duygu birikimleri çoğalır. Yaşam öykülerine umut ve trajediler eklenir. Böylelikle kavramlar birbirini besler ve açar. Gelinen noktada ise, insanın gücü ve güçsüzlüğü farklı araçlarla ve okumalarla deneyimlendiği gibi doğa, çevre, etik, hayvanlar, kapitalizm, tüketim kültürü vb. konular, Moby Dick’in perspektifinden, devasa bir balinanın gözünden bambaşka bir boyuta taşınmış olur.


Tür: Edebiyat

157 s.



Comments


bottom of page