top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara

Öykü: Kalpleri Soğutma Merkezi, KAS

Kadın bilgece bir tavırla, "Şairin kalbi biraz yanık olmalı. Meslek hayatını bitmiş bil," diyor. "Boşver. Biraz da neşeli şiirler yazar."


Feraye Gün


KAS'ın geniş bir bekleme salonu var. 

Bekleme salonunda altıdan fazla kişinin bulunması yasak. 

Tüm mobilyalar, koltuklar, ortadaki masa beyaz. 

Aksesuarlar bile beyaz. 

Salona girdiğimde huzurlu bir sisin içindeki kavak ağacı gibi sallanıyor gövdem. 

İki KAS memuru kadın var. Biri bilgi veriyor, diğeri randevusu olan yanan kalbe, seans işlemi için eşlik ediyor. KAS memurları çivi gibi dimdik. İkisi de aynı estetik operasyondan geçmiş, sivri çeneli, hokka burunlu. 

"Sen bunlara niye memur diyorsun?" diyor içimdeki ses. "Burası devlet kurumu gibi," diyorum. "Saçmalama, hiç mi devlet kurumu görmedin. Nüfus müdürlüklerinde beklediğin sırayı, doğalgaz aboneliği açtırmak için gittiğin yerleri bir düşün. İmzan gerekirdi yerine biri gidemezdi. Sıralar, insanlar, kalabalık. Renkler soluk. Bir de şuraya bak tertemiz, sakin burası." 

"Tamam, sessiz ol. KAS memurunu dinleyelim." 

"Basit bir düzenekle, kalbinize bağladığımız cihazlarla soğutma işlemi gerçekleşiyor. Yaklaşık yirmi dakika süren işlemde kalbinizde iki sene boyunca serinlik hissediyorsunuz. Tekrar edilmesi gerekli, botoks ve dolgu bile tekrar istiyor," diyor KAS memuru. "Ah ablacım ne dolgu ne botoks, bize bu cenneti veremez," diyor ortamın kişisi olmayan alt sınıftan bir kadın. Her yıl KAS'ın düzenlediği çekilişte bir seans hakkı kazanan talihli. Seansı bitmiş rötuş işlemi için gelmiş. KAS memuru, yüzyılın icadından bir kaş alma işlemi kadar basitmiş gibi bahsediyor. "Sen kaş almayı basit bir iş mi sanıyorsun. Doğru kaşçıyı bulman yedi seneni aldı," diyor içimdeki ses. 

    Bekleme salonuna göz atıyorum. Şu karşımdaki sarışın, puantiyeli elbiseli kadın, bu işlem sayesinde iki yıl terapi parası vermekten kurtulacak gibi. Kim bilir kaç sabah kalbi ateş gibi uyandı. İç sesim devreye giriyor, "Sen her yeni çıkan şeyi denediğin için herkesi dertli sanıyorsun. Aldığın ekmek yapma makinesini bir kere bile kullanmadın. Robot süpürgeye alışamadın. Gerek olmadığı halde böyle bir işleme geldin. Sen akıllanmazsın. Belki karşındaki kadın da senin gibidir," diyor. "Yok, kadının gözlerinde dertli, yaramaz çocuklar var," diyorum içimden, iç sesim bir öneride bulunuyor, "Bence hata ettin. Randevuna daha on dakika var. İptal edip paranı al. O parayla bir pırlanta yüzük alırsın." İçimdeki sesin melek mi şeytan mı olduğunu yıllardır çözemedim. 

   KAS'ın salonuna otuzların sonunda bir çift giriyor. Yanıma oturuyorlar. "Hiç akıl kârı değil ama yaptır bakalım," diyor kadın erkeğe fısıltı halinde. "Sana söylemeyi unuttum, bizim şair arkadaş vardı ya Tarık, o da yaptırmış. Buraya gelen herkes çok memnun," diyor adam. Randevumu iptal etmekten vazgeçiyorum. Kadın bilgece bir tavırla, "Şairin kalbi biraz yanık olmalı. Meslek hayatını bitmiş bil," diyor. "Boşver. Biraz da neşeli şiirler yazar." 

    Seans odasının kapısı açılıyor. KAS memurunun eşlik ettiği yaşlı bir kadın, ağır ağır yürüyor. Kendimi tutamayıp ayağa fırlıyorum. "Merhaba, geçmiş olsun. Randevu sırası bende de, merak ediyorum. Nasıl hissediyorsunuz?" Buruşmaya başlamış göz çevresinden incecik bir ışık geçiyor. "Çok iyiyim evladım," diyor. Uzun bir iç çekiyor. Gözleri konuşur gibi bakıyor. İç sesimin bile meraklandığını hissediyorum. "Kalbimde nurlanma oldu," diyor. Üç yıl önce trafik kazasında kaybettiği kızının verdiği acının kalbinden silindiğini anlatırken. "Keşke maddi durumumuz olsa da beyim de gelse. İlahi bir şey bu icat. Kızımı hep özleyeceğim ama acısı dindi. Kalbim kuş tüyü gibi hafifledi," diyor. KAS memuru bana dönüp, "Randevunuza girebilirsiniz," derken aklıma bir fikir geliyor, yaşlı teyzeye dönüp "Kabul ederseniz, yeni randevu alalım, benim yerime eşiniz gelsin," teklifinde bulunup, teyzeyi ikna ediyorum. İnsanlığın yeni umudu Kalpleri Soğutma Merkezi'nden düşüncelerle ayrılıyorum.

Comments


bottom of page