Dinamik ve yoğun bir yolculuk: Renkli Duygular Oteli
Elif Yeşildağ yazdı: "Lidia Branković'in hem yazıp hem de resimlediği Renkli Duygular Oteli, yazarın ilk kitabı. Kitap, yazarın yüksek lisans eğitimi sırasında tez çalışmasının bir parçası olarak ortaya çıkıyor ve tez final sunumu sırasında ilk yayıncısını buluyor."
2023 yılında Cicada Books tarafından yayımlanan kitap, bu zamana kadar 30'dan fazla dile çevrilmiş. Orijinal adı The Grand Hotel of Feelings olan eser, Meltem Türkeri'nin çevirisiyle dilimize Renkli Duygular Oteli olarak kazandırıldı ve Okuyan Koala Yayınları tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlandı.
Benzersiz ve etkileyici bir anlatıma sahip kitapta, bir otel misafirlerini ihtiyaçlarına göre özel olarak düzenlenmiş odalarda ağırlıyor. Yazar, bu süreci hikayeleştirirken otelin aslında insanları temsil eden bir metafor olduğunu anlayabiliyorsunuz.
Peki, kim bu misafirler? Onları bu kadar özel kılan ne? Neden yuva hissi veren bir yerde değil de bir otelde konaklamayı tercih ediyorlar? Ve her bir misafir için neden özel bir odaya ihtiyaç duyuluyor?
Kitapta misafir olarak bahsedilenler, hayat yolculuğumuza eşlik eden ve bize heyecan, umut, korku, endişe, mutluluk, huzur ve sevgi gibi hızlı, yoğun ve beklenmedik değişimler yaşatan duygularımız.
Yazar bir söyleşisinde kitabın ortaya çıkış sürecinden bahsederken şu cümleleri kullanıyor:
‘Bu fikir uzun zamandır aklımdaydı, üniversiteye başladığım zamanlardan beri. Her zaman şiir yazdım, özellikle de kendimi iyi hissetmediğimde. Ve bir noktada, meditasyonun ortasında, bir şiir fikri geldi aklıma. Duygularımın evime taşınması ve önce misafir olarak karşılanmamla ilgiliydi, ama sonra bir noktada beni dışarıda bıraktılar. Yani ev sahibi olmaktan kendi duygularımın kurbanı olmaya geçtim. Yıllar sonra duygular hakkında bir resimli kitap yapmayı düşündüğümde bu fikir tekrar aklıma geldi, ama duygularımla nasıl başa çıkacağımı öğrendiğim için bunun biraz farklı olması gerektiğini fark ettim. Duygularımın kurbanı değildim, ama hepsini karşılamayı öğrenmiştim.’
Renkli Duygular Otelinde, bu özel misafirlerin karşılanması ve ağırlanmasından sorumlu olan bir müdür bulunuyor. Bu müdür, misafirlerine ihtiyaç duydukları hizmeti sunmakla görevli ve onlara hoş karşılandıklarını hissettirmek için elinden geleni yapıyor.
Yazar, kendi yaşam yolculuğundan yola çıkarak bahsi geçen duyguları misafir edeceği mekân için seçim yaparken nelere dikkat ettiğini şu sözlerle açıklıyor:
‘Başlangıçta ben de uzun süre bir ev, duygular için bir yuva düşündüm. Ama bir otel çok daha uygun geliyor çünkü misafirler geliyor ama aynı zamanda tekrar gidiyor. Bazı hislere hemen veda etmek istersiniz, diğerlerine ise daha uzun süre misafir olarak sahip olmak istersiniz.’
Yazar bu sözleriyle duyguların aceleye getirilmemesi gerektiğini, her birinin kendi zamanında yaşandığını ve öyle ya da böyle bir şekilde gelip geçici olduklarını ifade ediyor. Kimi yüksek sesle ben geliyorum derken kimisi sessizliği ile adeta bir kütüphanedeymişsiniz gibi hissettiriyor. Biri sürekli şekil değiştirerek kendini gösterirken bir diğeri ise yalnızca sahne ışıklarının altında parlamayı seçiyor.
Duyguların böyle farklı ihtiyaçları olduğunu dile getirirken bir yandan da okuyucuyu kendi yolculuklarına çıkarıyor. Okuyucunun duygusal anlarını tetikleyerek, hikâyenin derinlerine çekip duygudaşlığı teşvik ediyor. Duygularımız olmadan çıktığımız kişisel yolculuklarımızın anlamsızlığını bu şekilde gözler önüne seriyor.
Bizleri harekete geçiren, seçimlerimizi yönlendiren ve değerlerimizi belirleyen duyguların önemini vurgularken, bu duyguların iletişimimizi de beslediğinin altını çiziyor. Bunu yaparken aslında çoğu zaman etkileşimin konuşma yoluyla gerçekleştiğinin sanılmasının aksine yapılan çalışmaların yüksek bir oranının sözsüz olduğunu kanıtlamak istercesine duyguların kendini ifade ediş şeklini konuşarak değil resimleme için kullandığı renklerle ifade ediyor.
Duyguların renklerle ifade edilmesi, hem sanat hem de psikoloji alanında sıkça kullanılan bir metafordur. Renkler, duygusal durumları yansıtmak ve anlamak için güçlü bir araç olabilir. Kitapta verilen bazı duygular ve onlara atfedilen renkler ise şunlar: üzüntü mavi, öfke kırmızı, huzur yeşil ve şükran beyaz. Bu renkler, duyguları ifade etmek ve duygusal durumları anlatmak için kullanılan genel temsillerdir. Elbette, bireylerin renklerle olan duygusal ilişkileri kişisel deneyimlere ve kültürel bağlamlara bağlı olarak değişebilir.
Bu ifade ediş şeklinin tarihsel gelişimiyse oldukça ilginç bir süreci kapsıyor. Antik dönemlerden itibaren kültürel ve sembolik bir anlam kazanan bu durum, Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinde renklerin psikolojik ve duygusal etkileriyle daha belirgin hale gelmiş. 19. yüzyıldan itibaren ise bilimsel araştırmalarla desteklenmiştir. 20. yüzyılda ve günümüzde ise renklerin duygusal temsilleri daha sistematik bir şekilde incelenmiş ve geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Yazarın, eserlerinde çocuklara yönelik bir dil kullanmadığını ve bu kitapların aslında her yaş grubuna hitap eden derin temalar içerdiğini ifade etmesi, kitapların yetişkinlere de hitap eden birer sanat eseri olması açısından değerini arttırıyor. Bu durum, çocuk edebiyatının yalnızca küçük yaştaki okuyuculara yönelik değil, aynı zamanda yetişkinlerin de içsel dünyalarına hitap eden evrensel bir dil taşıdığını gösteriyor.
Yazarı ve eserlerini anlamak, sadece çocukların değil, tüm yaş gruplarının bu kitaplarda kendilerine bir şeyler bulabileceğini fark etmek anlamına geliyor. Bu bakış açısı, edebiyatın yaş sınırlarını aşarak herkesin kendine ait bir şeyler keşfetmesine olanak tanıyor.
Demek ki neymiş? İçindeki çocukla çılgınca dans eden ve hayaller kuran biz yetişkinler de resimli çocuk kitaplarını okuyabilirmişiz.
Kaynak :
Renkli Duygular Oteli / Yazar: Lidia Branković Resimleyen: Lidia Branković Çeviri:Meltem Türkeri Editör: Petek Halman Kara Yayınevi:Okuyan Koala
Duygular / Yazar: Angela Ackerman, Becca Puglisi Çeviri:Engin Süren Yayınevi:Hep Kitap
RENKLİ DUYGULAR OTELİ
Lidia Branković
Okuyan Koala, 2024
Çeviri: Meltem Türkeri
Comments