“Kayıp ilanını gördüğüm zaman artık çok geç olduğunu anladım."
Fransa’da yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkılarak kaleme alınan roman, aile kurumuna sorgusuz sualsiz kutsallık atfedilmesinin yıkıcı sonuçlarını yalın ve sarsıcı bir anlatımla gözler önüne seriyor.
“Kayıp ilanını gördüğüm zaman artık çok geç olduğunu anladım. O şiş yüzü ismi olmadan da tanırdım, o kısık gözleri ve o tuhaf gülümsemeyi; hiçbir şeyin yolunda gitmediği apaçıkken, ‘Her şey yolunda’ demeye çalışan o yorgun yüzü, bana düşmanca değilse de umutsuz gözlerle bakan, ulaşılmaz bir yere çekilmiş o yüzü; ‘Hiçbir şey yapamayacaksın’ diyen bakışı. Gerçekten de hiçbir şey yapamadığımı o gün anladım. Fotoğrafta iri ilmekli, beyaz bir hırka giymişti, boynundaki fular bluzunun üzerine sarkıyordu, uygunsuz bir kıyafet, sekiz yaşında bir çocuk kıyafeti değil, bir erişkinin kıyafeti; ama hepsinden öte, o tuhaf duruşu; kollarını kendine farklı bir hava vermeye çalışır gibi garip bir biçimde kavuşturmuştu. Fotoğraf bana, her tarafı acıdığı halde iyiymiş gibi görünmeye çalışan o dokunaklı halini hatırlatıyordu, acısı sakar hareketlerinden, gergin kollarından ve bacaklarından belli olduğu halde; içinde bir şeylerin paramparça olduğu hemen fark ediliyordu.”
Fransız yazar Alexandre Seurat 1979 yılında Paris’te doğdu. Ecole Normale Supérieure ve Sorbonne Üniversitesi’nde edebiyat öğrenimi gördü. 2015 yılında ilk romanı Sakar’ı yayımladı, ardından üç roman daha yazdı: L’administrateur provisoire (2016; Kayyum), Un funambule (2018; İp Cambazı) ve Petit frère (2019; Küçük Kardeş). Romanların dördü de aile ilişkilerinin muğlaklığı ve söylenmeden kalan sözlerin ağırlığı üzerine kuruludur. 2009 yılında Fransa’da yaşanan gerçek bir olayı konu alan Sakar romanı, 2019 yılında aynı adla filme uyarlandı. Seurat halen Angers Üniversitesi’nde modern edebiyat dersleri veriyor.
SAKAR
Alexandre Seurat
Metis Kitap, 2023
Çeviri: Nesrin Demiryontan
120 s.
Comments