top of page
  • YouTube
  • IG
  • twitter
  • Facebook
Ara
Yazarın fotoğrafıNagihan Kahraman

Sihirli bir tren yolculuğu

Nagihan Kahraman yazdı: "Lev Grossman'ın kaleme aldığı Gümüş Ok, doğum gününde ailesinden sürpriz bir hediye bekleyen bir kız çocuğunu odağına alıyor."



Doğum günleri her çocuk için şüphesiz özeldir ve elbette aileleri için de. İçine doğdukları ailede her yıl bir yaş daha almaları, çocuklar için de ebeveynleri için de büyük heyecan kaynağı elbette. Böyle özel günlerde gelen sürpriz armağan isteği sanıyorum ki sadece çocuklarda görülen bir şey de değildir. Çoğu kişi artık bir yetişkin olsa dahi doğum günü, yeni yıl gibi belirli tarihlerde bir hediye beklentisi içinde olur. Bu yazımda söz edeceğim Gümüş Ok da doğum gününde ailesinden sürpriz bir hediye bekleyen bir kız çocuğunu odağına alıyor. Annesinin araları iyi olmadığı için o güne kadar çocuklarıyla tanıştırmadığı kardeşi, çocukların Herbert dayısı, yeğenine doğum günü için şaşırtıcı derece büyük ve beklenmedik bir hediye ile çıkagelir. Böylece Kate ve oğlan kardeşi Tom sihirli bir dünyaya adım atarlar.


"Gümüş Ok”, aslında çocukların dayısının onlara hem doğum günü hem de tanışma hediyesi olarak evlerinin önüne kadar getirdiği tren. Evet, kocaman ve gerçek bir tren kaç kişinin doğum gününde kapısının önünde bekler ki? Tam dört buçuk metre yüksekliğinde ve on beş metre uzunluğundaki Gümüş Ok, dayısıyla arası iyi olmayan ailesi açısından elbette başta sorun olur. Ancak bu şekilde tanışan çocuklara göre kötü ve bencil biri olarak öğrendikleri dayıları oldukça heyecan verici ve farklı biridir. Anne babasının neredeyse tam zıttı olan Herbert dayı hediyesini kabul etmelerini ister çünkü Gümüş Ok, aynı zamanda onları bir maceraya götürecek sihirli bir trendir.


Lev Grossman, “Büyücüler Üçlemesi” ile tanınan ve yazarlık dışında edebiyatla ilgili pek çok iş yapmış bir gazeteci. On beş yıl boyunca yürüttüğü kitap eleştirmenliği ve Time dergisinde baş teknoloji yazarlığı bunlardan bazıları. 2021 yılında The Silver Arrow adıyla yayımlanan kitabı, geçtiğimiz günlerde Türkçede de yerini aldı. Bilgesu Yaprak’ın çevirisini yaptığı kitaptaki görsellerin resimleyeni ise Tracy Nishimura Bishop. Roman, hacminden ve içeriğinde ele alınan soyut konular bakımından 6-7-8.sınıf seviyesine öneriliyor.


Beklemedikleri bir anda trenin sihriyle karşılaşan iki kardeş kendilerini bir anda trende kondüktör olarak bulurlar. Bu yaştaki minik okurların trenlerde biletleri kontrol eden, yolcuların yerlerine yerleşmesini sağlayan ve vagonların çeşitli diğer işlerini gören bu mesleğin tam olarak nasıl bir şey olduğunu da detaylı olarak görmüş olacaklar bu sayfaları okurken. Peki, Kate sihirli bir trene kimlerin binmesini ve inmesini kontrol etmektedir? Elbette, egzotik hayvanların! Yazarın kitabın evreninde sihirli bir dünyayı seçmesindeki amaçlarından biri okuma alışkanlığı kazandırmakken bununla birlikte hedeflediği şeylerden bir diğeri de şüphesiz soyu tükenmekte olan hayvanları tanıtmak. İklim krizi ve çeşitli küresel ekolojik problemlerin ortaya çıkardığı bazı hayvanların türünün yok olması, tam da bu yaşlardaki okurların ilgisini çekmeye başlayacak mevzular. Trene biletlerini Kate’e kontrol ettirerek binen pek çok hayvan var romanda; bunların bazılarını ilk defa duyacak olan minik okurlar için de oldukça değişik bir deneyim olacaktır. Oklu kirpi, ak karınlı balıkçıl, yeşil mamba, pangolin, çinçilya, balıkçı kedi, ispermeçet bunlardan bazıları. Kimilerinin isimlerine ise küresel ısınmayla artık neredeyse özdeşleştikleri için aşinayız; kutup ayısı gibi mesela. Trene farklı farklı noktalardan binen bu hayvanlara dair pek çok bilgi ediniyoruz Kate ve Tom aracılığıyla. Hayvanların türleri, yaşam şekilleri, beslenmeleri ve elbette bu tren aracılığıyla nereden nereye göç ettikleri. Romanda en çok merak edilen şeylerden biri bu hayvanların neden göç ettikleri. İstilacı türlerden kaçıyorlar elbette ama en istilacı tür olarak kimi görüyorlar dersiniz? Elbette, insanları! Hayvanlara kulak verelim: “‘Her yere binalar dikmek, ağaçları kesmek, nehirlere baraj kurmak, atmosfere zarar vermek, okyanusları kirletmek… Demek istediğim, sincapları boş verin; bu maymunlar her gün düzinelerce canlının soyunu tüketiyor. Pangolinleri yakalayıp pullarından ilaç yaparak onların neslini tüketiyorlar. Üstelik o ilaçla hiçbir işe yaramıyor!’” (s.186) Oklu kirpinin bu sözlerinin üzerine “‘Bize nereye gittiğimizi sormuştun,’ dedi balıkçıl, ‘ve sanırım kimse bunu söylemek istememişti. Ama gerçek şu ki, biz sizlerden kaçıyoruz.’”(s.186) Böylece bu bahsi geçen hayvanların türlerinin kendi kendine tükenmediği, insan eliyle buna sebebiyet verildiği açıkça görülmektedir. İsmine bu konuda en aşina olduğumuz kutup ayısının ise treni beklediği istasyonun buzdan yapıldığı için sıcak havadan dolayı eridiği ve kutup ayısının okyanusun ortasında sürekli yüzmek zorunda kaldığı cevabını alır Kate. İnsanlık adına hayvanlara karşı çok mahcup olan Kate, hayvanlar sayesinde bu konuda bilgi sahibi olur ve farkındalık edinir, iyi bir insan olmanın yollarını düşünür. Pek çok tehlikeli maceraya giren tren ve içindekiler yani hayvanlar ve Kate ile kardeşi Tom nihayetinde yolculuk eden hayvanları tek tek yerlerine ulaştırmayı başaracaklar mıdır? Yeşil mambayı Mozambik’e, balıkçı kediyi Mangrou ormanına, balıkçılı Bhutan’a ve kutup ayısını da Kuzey Kutbu’na götürmeleri gerekmektedir ama bu hiç de kolay br yolculuk olmayacaktır. Bu merak ve macera dolu, bir o kadar da tehlikeli olan sihirli yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Ama elbette bunun kitaplarla çıkılan bir yolculuk olduğunu unutmamakta fayda var. Hayvanları evlerine götürmek istedikleri gibi iki kardeşin kendi evlerine de sapasağlam dönmeleri gerekmektedir. Herbert dayının dediğine göre, doğum günü yaklaşan Tom’a da bir denizaltı hediye etmeyi düşünmektedir. Bunu, romanın devamı geleceği şeklinde yorumlamak mümkün. Merakla bekliyoruz. İyi okumalar.


GÜMÜŞ OK

Lev Grossman

İthaki Yayınları, 2024

Resimleyen: Tracy Nishimura Bishop

Çeviri: Bilgesu Yaprak

Tür: Roman

11+ yaş

Comments


bottom of page