Kuzey Kutbu’ndaki Son Ayı
Esra Karadoğan, Hannah Gold'un ilk romanı Son Ayı üzerine yazdı: "Annesinin ölümünden sonra babasıyla yaşayan April, annesinin özlemini çekiyor ama onu yalnızlaştıran sadece annesinin yokluğu değil."
Esra Karadoğan
Son Ayı, Hannah Gold’un ilk romanı. Roman bir çocuğun yalnızlığını, annesinin kaybı sonrasında babasıyla yaşamlarını konu alsa da bir yönüyle küresel ısınmaya, doğanın çöplerle kirletilmesine de dikkat çekiyor. Bu açıdan önemli bir roman. Geçtiğimiz günlerde Genç Timaş bünyesinde çıkan roman, Gizem Şakar tarafından Türkçe’ye çevrildi.
Annesinin ölümünden sonra babasıyla yaşayan April, annesinin özlemini çekiyor ama onu yalnızlaştıran sadece annesinin yokluğu değil. Hatta aradan geçen zamanla beraber tam olarak annesinin hatırasını hatırladığını söyleyemeyiz. Annesinin gökkuşağı gibi rengarenk bir kadın olduğuna tasvirleri çok etkileyici, bir çocuğun gözünde annenin ışıltısının bu şekilde anlatımını çok sevdim. Ne yazık ki onu yalnızlaştıran babası ve babasının bu kaybı atlatamamış olması ve çoğu zaman April’ın bir çocuk olduğunu unutarak davranması. Bu kötü davranma değil ama baba kendi yasına gömülmüş durumda. April ise bir çocuktan beklenmemesi gereken bir olgunlukla bu durumu karşılıyor.
“Bazen annesine o gün kazara bir araba çarpmasaydı hayatın nasıl olacağını merak ederdi. April biraz daha, şey, normal olur muydu? Okuldaki diğer kızlara daha benzer biri mi olurdu? Onlar arka bahçelerinde tilkilerle oynamıyor, ağaçlara tırmanmıyor, hayvanlarla konuşmuyorlardı, farklılığının genlerinden mi yoksa hayatının gidişatından mı kaynaklandığından emin değildi.
İkisinden de bir parça şüpheleniyordu.”
April’ın kendi başınalığı insana dokunuyor. Bir de bu yetmiyormuş gibi babasının görevi nedeniyle Kuzey Kutbu’na, Ayı adasına altı aylığına gidiyorlar. Bu süre boyunca adada sadece ikisi olacak. Maalesef bu baba kız arasındaki iletişimi güçlendirecek bir hareket değil. April’ın arkadaşlarıyla da çok iyi iletişim kurduğunu söyleyemeyiz ama bir adaya gitmek, daha yalnız kalacağı anlamına gelse de o, oradaki günlerini de güzelleştirme peşinde.
Ayı adasında hiç ayı kalmadığı söyleniyor fakat April ada çevresindeki gezintileri sırasında bir ayıyla karşılaşıyor. Başta korkutucu görünen bu hayvanla arkadaşlıkları, adadaki buzulların erimesinden dolayı ayının yiyecek bulamaması ve güçten düşmesinden dolayı başlasa da zaman içinde gelişiyor. Bu öyle fantastik bir iletişim şekli değil. April ayının zayıflığını, pençesindeki atığı görünce adım adım yaklaşıyor. Yazarın açık açık doğaya attığınız atıkların böyle sonuçları var diye göstermesi, okur kitlesine ulaşacak şekilde.
“Kelimeleri kullanmadı çünkü kutup ayıları konuşamazdı ama yine de söze ihtiyacı yoktu. Bazen dünyadaki tüm kelimeler bir araya gelir bir hikâye anlatamaz. Aksine April’ın deneyimlerinden bildiği gibi Ayı hikâyesini tüm hayvanların anlattığı şekilde anlattı.”
Roman ilerledikçe beslenen ayı güçleniyor ve April her ne kadar dostluklarına güvense de vahşi bir hayvanla arkadaşlık yaptığının da bilincinde. April’ın aşırı anlayışlı hâli zamanla azalıyor ve babasıyla gerçek bir yüzleşme yaşıyor. Babası yine de April’ı ne kadar üzdüğünün, yalnız bıraktığının farkında değil. Romanın bu kısmını daha çok sevdiğimi söyleyebilirim.
İlk bölümlerde çok sakin ilerleyen roman sonradan açılıyor ve roman yarısından sonra daha ayakları sağlam basan bir roman oluyor. April’ın asıl macerası arkadaşıyla beraber çıktığı yolculuk. Her arkadaşın insana kazandırdığı şeyler olduğunu düşünürsek vahşi bir hayvanla yapılan bu arkadaşlık April’a yüzleşme, gerçekleri söyleme ve harekete geçme cesareti veriyor. Son Ayı iyi bir gençlik romanı, özellikle haberlerde küresel ısınmayla ilgili okuduklarımıza inanmaz ya da ikna olmaz bir biçimde bakarken, romanın içine yedirilmiş bilgilerle her şeyin ne kadar hızlı geliştiğini anlamak da mümkün.
SON AYI
Hannah Gold
Genç Timaş, 2022
Çeviri: Gizem Şakar
208 s.
留言